YAZI / Yahya Uluğ (Avrupa Kahinliği)

Bu sezon Avrupa kupalarına katılan 5 takımımız var ve bu takımlar ligde gerçekten müthiş mücadelelerde bulundular.ve bu takımların belgesellik hikayeleri…

Önceki sezon taraftarları ile resmen savaşan bir Galatasaray var. Bu sezon şampiyonluğu mükemmel oyunlarıyla hak edip taraftarlarına armağan ettiler.
Şike davasıyla maddi manevi büyük darbe alan Fenerbahçe şampiyonluğu son saniyeye kadar kovaladı nefesini Galatasaray’ın ensesinde hissettirdiler.
Bu iki büyük rakibine oranla daha mütevazi bir bütçeye sahip olan Trabzonspor Avrupa şansını sonuna kadar kovaladı ve aldı.
Köklü bir Anadolu kulübü olan Es-Es Beşiktaş’ın yerine Avrupa kupalarına katılması sanılmasın ki hak edilmeyen bir başarıdır. Eskişehirspor bu başarıyı takımdaki ruhla oluşturulan birliktelik anlayışıyla sonuna kadar hak ederek aldı.
Dillere destan şampiyonluktan sonra ufak bir sendeleme yaşayan Bursaspor ise ligin ilk bölümünde yine aksaklıklar yaşamasına rağmen kalitesini ortaya koyup Avrupa biletini aldı.
Peki takımlarımız Avrupa’nın dev takımlarına rakip olmaya ne kadar hazır.
Öncelikle Es-Es ile başlayalım;
St. Johnstone ile eşleşen Eskişehir rakibini evde 2-0 lık skorla geçerek deplasmana rahat gitti. Fakat önemli olan olası bir tur geçişinde çıkan rakibe nasıl karşı koyulacak. Fransız futbolunun ekol takımlarında Marsilya ile eşleşen takımımız bununla nasıl başedicek. Belki de Türk futbolunun “en büyük” eksiğibudur Avrupa da bir duruşunun bulunmaması. Bizden bir takım Avrupa’ya gittiği zaman çıkan rakiplerin hepsi gözlerde feci büyütülür. En iyi takımımıza Avrupa’nın orta halli takımı çıksa dahi. Eskişehir olası bir tur geçişinde gerçekten zor bir rakiple karşılaşacak fakat bu futbol her an herşey olabilir. Kurduğu sağlam takımla Ersun hoca bunun üstesinden gelmeye çalışacak ve ümidimiz bir tarih yazılması olacaktır.
Gelelim kapalı kutu Bursaspor’a;
Bir ilki gerçekleştirmişti Bursaspor unutulmayacak bir ilki. Aldıkları şampiyonlukla ligde Anadolu takımlarının da var olduğunu somut bir şekilde göstermişti. Şampiyonluktan sonra geçen iki sezonda o takım oyununa yaklaşamadılar. Gönderdiklerin oyuncuların bunda büyük etkisi olduğu aşikar fakat eğer büyük takımsan her zaman bir B planın olacak. bursa bu eksiklikleri yüzünden çok şey kaybetti. Toparlanma yolunda iyi ilerliyorlar. Bu arada neden kapalı kutu dediğimi de söyleyeyim Bursa’nın ne yapıcağı belli değil asi oyunlarıyla hiç beklenmedik bir çıkış yapabilirler Avrupa da çıkan kolay rakip zorlanmaması için iyi bir fırsat. Bu iyi değerlendirilmeli. Futbol otoritelerinin bir kısmının fazla bir beklemediği Bursa için büyük konuşmak hatadır söylediğim gibi Bursa kapalı bir kutudur.

Diğer takımlarımıza göre Avrupa deneyimi fazla olan Trabzonspor’a gelelim;
Ligde ki atağı düşünen Karadeniz fırtınası Avrupa için önemli bir hazırlık yapmadığı göze çarpıyor. Sözleşmesi fesih edilenler transfer olanların ardından çok büyük güç kaybettiler. Tecrubeli çalıştırıcı Şenol hoca genç yeteneklerin peşinde olduğu izlenimini veriyor. Buna asla yanlış bir yol denilmez fakat uzun vadede meyveleri toplanan bir yol olduğu bilinmekte. Bunun için taraftarın tepkisine yönetim hazırlıklı olmalı veya taraftar bir sene feda gözüyle bakmalı. Lig için ideal bir kadro olabilir oluşturulan kadro fakat avrupada çok engellere takılır. Fakat transfer dönemi bitmedi her an önemli oyuncularla takım güçlendirilebilir. Yinede takımımıza başarılar dileriz.

Gelelim cefa senesi yaşayan Fenerbahçe’ye;
Yaşanan şike olaylarını tüm Türkiye bilmekte o yüzden lafı fazla uzatmaya gerek yok. Bu olaylardan en fazla yara alan takım şüphesiz Fenerbahçe’dir. Her şeye rağmen kalitesini ortaya koyan Sarı kanarya son saniyeye kadar şampiyonluğun takipçisi oldu. Zaman zaman eleştirilen oyun tarzıyla Aykut hoca takımı sırtladı ve Avrupa’ya bileti aldı. Konumuz olan Avrupa ya gelirsek Fenerbahçe şüphesiz Avrupa da göğsümüzü kabartabilecek kapasitede bir takım. Ve bu yolda da belirli yatırımlar yapmaktalar hem tecrube hem genç yetenek anlamında. Bu takım üzerinde konuşulacak çok söz var fakat kısa geçmek gerekirse , öyle sanıyorum ki bu Fenerbahçe son Alex’li yılını yaşıyor. Takımın bel kemiği konumunda olan oyuncuya alternatif arayan Aykut hocayı zor zamanlar bekliyor. Çıkan Vaslui karşısında fazla zorlanmayacaklarını fakat küçümsememeleri gerektiğini de düşünüyorum. Alex Avrupa da takımı sırtlayacak oyuncu konumunda Baroni , Kuyt gibi takıma büyük destekleri olabilecek oyuncuların da Alex’e büyük katkısı olacaktır. Ne kadar Aykut hoca ligde Alex’siz de olunabileceğini göstermeye çalıştıysa da bu tarz oyuncular tartışmasız daima gereklidir.

Çifte şampiyon Galatasaray;
Lig in tarih boyunca en tartışmalı geçtiği yıl olan bu zaman da harika bir futbol kalitesi ortaya koyarak sadece taraftarlarına değil bütün futbol severlere doyumsuz dakikalar yaşattılar. Şampiyonlukta bütün oyuncuların payı takdire layıktı. Herkesin de kabul edeceği gibi şampiyonlukta en büyük pay sahibi imparator Fatih hocaydı. Takımda oluşturulan ruh , oyun anlayışı , uyum hepsinin mimarı bu kişiydi. Yapılan yararlı transferler müthiş bir sezon yaşattı sarı kırmızılı ekibe. Bu başarılar ardından transfer konusunda taraftar cephesinden yönetim üzerin de adeta bir baskı izlenimi oluştu. Yapılan açıklamalarla beklentilerin karşılanmaya çalışıldığı ortaya kondu. Zamanla yapılan transferler camia arasında kimilerince yerinde bulundu kimilerince hatalıydı fakat ortak bir kanı vardı ki bu da fatih hocanın boş transfer yapmadığı izlenimiydi. Avrupa için kaliteli bir ekip kurmaya çalışılıyor. Pürüzleri olan Melo transferi camiada herkesin istediği bir transferdi. Şüphesiz Melo Avrupada da tecrubesiyle sarı kırmızılı ekibe büyük katkıta bulunacaktır. Yapılan transferler den teknik ekip memnun gözüküyor bu da Avrupa da başarı sinyallerini tetikler cinsten. Umudumuz yine altın harflerle bir tarih yazılsın. Var olan takım itibariyle herkes gibi ben de ümitliyim.